Bağışlar: Belediyelerin yetki ve bütçeleri güçlendirilmeli

Alanya Belediye Meclis Üyesi İnşaat Mühendisi Yılmaz Bağışlar son günlerde yaşanan deprem ve sel felaketleri ile ilgili kendisine ait sosyal medya hesabından paylaştığı bilgilerde Akdeniz açıklarında bulunan Helen-Kıbrıs fayı ve Alanya’ya etkisi ile devlet kurumlarının yapması gerekenleri görüş bildirerek paylaştı.

Bağışlar: Belediyelerin yetki ve bütçeleri güçlendirilmeli

Önemli bilgi ve görüşlerin açıkladığı paylaşımlar sosyal medya kullanıcıları tarafından dikkatle takip edildi ve Bağışlar’a toplumu aydınlatma çabası için teşekkür mesajları iletildi.
Bağışlar, paylaşımlarında şu bilgilere yer verdi:  “Küresel iklim değişikliğine bağlı doğal afetler (sel, orman yangını vs.) depremler gibi doğa olaylarını önleyici tedbir ve olay sonrası acil eylem planları çerçevesinde, belediyelerin yetki ve bütçe bakımından güçlendirilmesi ve yetkilerin arttırılması elzem hale gelmiştir. Olay sonrası, yerelden organize olmanın ve yerinden ilk müdahalenin önemi bir kez daha anlaşılmıştır.
“KAPANAN BELEDİYELER TEKRAR AÇILMALI”
Büyükşehir Yasası’nın bir an önce revize edilmesi ve merkezi kararlara bağlı anlayışın yerel yönetimlere yayılması, nüfus ve yüzölçümü bakımından büyük olan ve 6360 sayılı yasa ile kapanan belediyelerin tekrar açılması, yetki ve bütçe tanımlaması yapılması gerekmektedir.
ALANYA’DAKİ BİNALARI GEZDİM, YORUMLAMAK ZOR” 
Vatandaşlarımızın talebi doğrultusunda, yaklaşık bir aydır Alanya'mızda birçok bina gezdim. Maalesef, mühendislik açısından yorumlanamayacak durumda olan yapılar var. Vatandaş çaresizce, mevcut durumu kabullenmiş hâlde. Bunda en büyük etken de ekonomik kaygıları.
Haksız da sayılmazlar. Bu anlamda insan hayatını önceleyen devlet politikaları geliştirilmeli ve kurumlar bu anlamda desteklenmeli. ‘İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın’ anlayışından gelen bu necip millet ve bu milletin çocuklarının yaşama hakkı, kişilerin keyfiyetine ve bilinçsizliklerine bırakılamaz.
“ÇADIRLARIN SULAR ALTINDA KALMASI LİYAKATİN ÖNEMİNİ HATIRLATTI”
Devlet; insanlarının hayatını korumakla yükümlüdür. Bunu da gerekli önlemleri alarak yapmalıdır. Kimin veya hangi kurumun yaptığı önemli değil. Yaşanılan depremlerde çöken yapıların %95’i ülkede, beynelmilel şekilde, kontrolsüz olarak muhtelif yerlerde inşa edilen yapılar. Deprem sonrası barınma amaçlı kurulan çadır ve konteynerlerin çoğu sel suları altında kaldı. Burada liyakatin ne kadar önemli olduğu bir kez daha doğa tarafından öğretildi maalesef.


“AKDENİZ’DEKİ FAY HATTI ALANYA’YA KUŞ UÇUŞU 200 KM”
Ayrıca Alanya'mızın etkilenmesi muhtemel deprem üretme potansiyeline sahip Helen-Kıbrıs fayı halen aktif. Bu fay Akdeniz açıklarında ve Alanya’ya kuş uçuşu yaklaşık 200 km mesafede. (Fotoğraflar, Prof. Naci Görür hocamızın bahsettiği Helen Kıbrıs yayına ait) Alanya'mıza yaklaşık 200 km mesafede, denizin içinde. Bu faylar üzerinde gerçekleşecek 7-8 büyüklüğünde bir depremin Alanya’mızda, yeterli mühendislik hizmeti almış ve bu tekniklerinde üretilmiş yapılarda yıkım etkisi oluşturması beklenilmez. 
“ZEMİN ETÜDÜ, PROJE, YAPI DENETİM, BETON-DEMİR KALİTESİ”
Fakat normal şartlar konusu önemlidir: 
1)Doğru zemin etüdü yapılarak zemin iyileştirmesi yapılmış,
2)Yönetmelik kriterlerine uygun şekilde projelendirilmiş,
3)Gerekli yapı denetim kontrolünde,
4)İhtiyaç duyulan beton-demir kalitesi gibi faktörler dahilinde inşa edilmiş yapılardan bahsediyoruz.
“CEHALET VE HAMASET SİYASETİ ÖLÜMCÜL BİR HASTALIK GİBİDİR”
Bir an önce toplum olarak zihinsel dönüşümü sağlamak zorundayız. Bunun gerekliliğini doğa bize tekrar tekrar hatırlatıyor maalesef. Hamaset yaparak değil bilim ile liyakat ile politika geliştirenlerin hevesini kırmadan motive etmemiz gerekiyor, politikaya kazandırmak gerekiyor. Yoksa bugünler de unutulur gider ve ilerde aynı durumlarla karşı karşıya kalırız. Vatandaşlarımızın yapması gereken şey şudur; Bir kısım politikacılardan, karar vericilerden, cuma günü mesajına ve metin hazırlığına gösterdiği özen kadar yanında mesai yaptığı mimara, mühendise vakit ayırmasını talep etmesidir. Bilim ile liyakat ile şehirlerin planlanmasını talep etmesidir. Öyle ki, cehalet ve hamaset siyaseti ölümcül bir hastalık gibidir.”

YORUM EKLE