Boşanma davası ile eşlerin evlilik birliğinin sonlanmasının yanında birçok ekonomik ve manevi netice de ortaya çıkabilmektedir.
Boşanma davası anlaşmalı veya çekişmeli olarak yürütülebilir. Tarafların boşanma sebebi evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak genel bir sebebe dayanabileceği gibi zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı nedeniyle boşanma olarak özel sebeplere de dayanabilir. Dava anlaşmalı boşanma davası olarak açılsa dahi sonradan anlaşmanın gerçekleşmemesi halinde dava çekişmeli boşanma davasına dönüşebilir.
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, diğer eşten daha fazla kusurlu olmamak kaydı ile yoksulluk nafakası talep edebilir. Toplumumuzda yerleşmiş olan genel kanının aksine; ilgili yasal hükümlerimiz gereğince, yoksulluk nafakasına ilişkin düzenlemeler kadın-erkek ayrımı yapılmaksızın eşlere eşit olarak uygulanmaktadır.
Tarafların ortak çocuğu olması durumunda, çocuk için iştirak nafakası talep edilerek velayet kendisine verilmeyen eşin mali gücü oranında çocuğun bakım ve gözetim masraflarına katılması sağlanabilir.
Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen eş, kusurlu eşten uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan eş, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun bir miktarda para ödenmesini isteyebilir.
Boşanma davasının açılması eşlerin birbirine olan sadakat yükümlülüğünü sonlandırmamaktadır. Boşanma kararının kesinleşmesine kadar taraflar resmi olarak evli kabul edilirler.
Tarafların evlilik birliği içerisinde edinmiş olduğu malların paylaşımında ise malların hangi tarihte edinildiği, ne şekilde elde edildiği ve tarafların seçmiş olduğu mal rejimi kriterleri ayrı ayrı dikkate alınarak paylaşım durumu değişiklik gösterecektir.