Yılmaz açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Ben, gecesini gündüzüne katarak emek verdiği , savunduğu, işinden , ailesinden ve çocuklarından fedakarlık ederek her ortamda gururla koruduğu Cumhuriyet Halk Partisi üyeliğinden "üzülerek" istifa etmek zorunda bırakılan kardeşiniz Gürkan Yılmaz.
“KANDEMİR KAZANMA ODAKLI DEĞİL, İÇERİYE ADAM YERLEŞTİRME ODAKLI”
Cumhuriyetin kurucu iradesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu CHP'yi adeta babasının şirketi gibi yönetmeye başlayan, geçmişte Genel Başkanı mahkemeye verecek kadar parti aidiyet duygusundan uzak, şuursuz, kadın milletvekillerine sokak ağzıyla çirkin ithamlarda bulunup tepki görünce geri vites yapan, her defasında partiyi kamuoyu önünde içler acısı bir hale düşürmek için yoğun çaba sarf eden İlçe Başkanı Bülent Kandemir ve bir kaç yönetim kurulu üyesinin kazanma odaklı değil, içeriye adam yerleştirmeye yönelik davranışlarından dolayı bu kararı aldım. Birleştirici güç olarak yola çıkan ve sözde "BİRLEŞ ALANYA" sloganına rağmen birleştirici değil ayrıştırıcı güç olarak hareket eden bir düzenin içerisinde yer almamak, yanlışa "doğru" dememek adına her şeyden çok sevdiğim partimden istifa ettim.
“YILMAZ SÜLALESİ KADAR KİMSE, CHP İÇİN BEDEL ÖDEMEMİŞTİR”
Bülent Kandemir ve ekibi, laf cambazlığı ve kelime oyunlarıyla, Cumhuriyet Halk Partisi'ne gönül ve emek vermiş bizler gibi onlarca insanın hakkını asla ödeyemez. Tüm Alanya halkı ve kamuoyu, benim bugüne dek partim için ortaya koyduğum saha çalışmalarımı, emeğimi, nasıl yol yürüdüğümü iyi bilir. Ben bunca yıl soyadımı ve ailemin, atalarımın namını gururlu taşıdım. Alanya siyasetinde Yılmaz sülalesi kadar hiç kimse CHP için bedel ödememiştir. Hiç kimse bizim partimize olan sevdamızı sınayacak vasıfta değildir. Beni partiden, seçim çalışmalarından uzaklaştıran CHP ilçe yönetimi tarafından şahsımla ilgili üzücü bir basın açıklaması yapıldığı görülmüştür. Açıklama metnine, kullanılan ifadelere baktığımız zaman, CHP ilçe yönetiminin kapsam ve mahiyetinin, yaptıkları siyasetin ne seviyelerde olduğu ve bütün eleştirileri sonuna kadar hak ettiği görülmektedir. Ayrıca hakkımda kullanılan ifadelerin hukuki ve cezai olarak değerlendirilmesi de yapılacaktır. Ayrıca bu vesile ile gelinen sürecin kamuoyunun bilgisine sunmak zorunlu olmuştur. 25 Ağustos'ta yapılan kongre sürecinden beri parti içinde yaşadığımız "ötekileştirme" politikasının son örneği geçtiğimiz günlerde bir kez daha görüşmüştür.
“BİZE DESTEK VERDİYSEN ÇALIŞ DENİLDİ”
Başkan adayı Sayın Osman Tarık Özçelik, çevresini kaplayan 2-3 elit ismin sözünden çıkmayarak yanlış yönlendirilmektedir. İlk önce Gökhan’cılara (Sipahioğlu) karşı eylemler yapıldı, mahalle temsilcileri budandı. İnsanlara hala "kongrede kime oy verdin?" gibi mobbing kokan sorular soruluyor. "Bize destek verdiysen çalış, bize vermediysen kenara çekil, ortada görünme" denildi. Meclis üyesi aday listesi yazılmadan önce ilçe başkanı Bülent Kandemir ofisime ziyarete geldi ve "Seni meclise yazalım, parayı öde gel" dedi. Ben de "Sıra beklentim yok, tuzum olsun, son sıralar dahi olur" dedim, "Tamam" dedi. Eşimi ve çocuklarımı alarak partime destek amaçlı binaya gittim ve aile tablosuyla başvurumu yaptım.
“ATATÜRK MEZARDAN ÇIKSA, GÜRKAN SON SIRAYA BİLE YAZILMAYACAK DENİLDİ”
Muhtarlarla olan toplantıda "Atatürk mezardan çıksa Gürkan son sıraya bile yazılmayacak" denildi. "Değil 33, 333 kişi dahi olsa meclis listesinde yeri yok" denildi. Kendisine "Bu konuşulanlar doğru mu?" diye sordum, "Sen listede yoksun, asla yazmayacağım" dedi. Sineye çektim, saygı duydum ama çok üzüldüm, "Yine çalışmaya devam" dedim. Bir seçim çalışması sırasında belediye başkan adayı Sayın Osman Tarık Özçelik, "Gürkan sen yanımda durma, ötede dur" diye tepki gösterdi, ne olduğunu anlamadım, onlarca kişinin önünde öylece kalakaldım.
YILMAZ, “BİR GÜN CHP’ME DÖNECEĞİM”
Araştırdım, Kandemir ve bu avaneleri Sayın Özçelik’i yanlış yönlendirmişler. Sözün özeti... Ben atadan, 7 göbek CHP'liyim. Bugün başka partiden, ideolojiden gelip meclis listesinde üst sıralara yazdığınız isimler gibi çakma değil, hakikiyim. Siyasi bir yanlışım varsa bana birşey diyebilirsiniz, hatalarım olur, doğrularım olur ama şahsımı küçük düşürmek kimsenin haddi değildir. Sizlerin ne kadar Cumhuriyet Halk Partisi sevdalısı olduğunuzu, parti tabanı, meclis listenizle gayet açık bir şekilde anlamış oldu. 33 kişi içerisinde kaçı CHP’li, lütfen parti tabanına açıklayın. Daha birkaç ay öncesine dek parti binasına ayak basmamış kişileri listeye neden yazdınız, lütfen izah edin. Ben bugün sadece partimden kağıt üzerinde istifa ettim, ama benim CHP’liliğimi, partime olan bağlılığımı hiç kimse kalbimden sökemez. Bu bir veda değil, bir başlangıçtır. Bir gün CHP’me geri döndüğümde, bugün partinin başarısız olması için yoğun şekilde çalışanlar orada olmayacak ve bizler gibi gece gündüz çalışan gençler bayrağı yeniden devralıp CHP’yi Alanya ve Türkiye’de hak ettiği noktaya getirecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın” dedi.